Ey Balçık Dünya
Seni bildim bileli,
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.
İsa'nın yurdu değilsin sen,
yayıldığı yersin eşeklerin.
Nerden tanıdım seni bilmem ki,
nerden parçası oldum bu yerin,
Bana vermedin bir yudum tatlı su,
sofranı yaydın yayalı.
Elimi ayağımı bağladın gitti,
elimin ayağımın farkına varalı.
Bırak da bir ağaç gibi
yerin altından çıkarıp ellerimi
sevgilinin havasıyla sarmaşdolaş olayım,
uzayıp gideyim bâri.
Ey çiçek, dedim çiçeğe,
dedim, bu küçük yaşta sen,
neden ihtiyar oldun bu kadar,
dedim, nasıl oldu bu böyle?
Çocukluktan kurtuldum, dedi çiçek, sabah rüzgârını tanıyalı,
hep yukarlara doğru çıkar
yukarlardan gelmiş bir ağaç dalı.
Şunu da söyledi çiçek:
Madem aslımı tanıdım,
madem yersizlik âlemi aslım,
artık bana tek bir şey düşecek:
Yücelip aslıma gitmek.
Sus yerter artık,
var git yokluğa haydi,
yoklukla yok ol.
Git, yokluklardan tanı
yokluktan var olanı.
|
Mevlana Celaleddin Rumi
Gitmek Hayat Getirecek
Kör bağın kızıl kuru
gül kokusunu taşıyor hava
Gözlerim kapıda
Nedensizliğin ertelediği çöküntü
bilincime duyuruyor küf hükmünü
Bir çocuk gibi koşarken düşünce
istemeden saplıyor bıçağı sevince
Aslında bildiğim onun da bildiği
sır gidişlerin arsızı değil yolcu
Öyle yazıldığı için belki
antik serüvenlerin sonu
tutsak kıldık düşsel söze gerçeği
Gitmek hayat getirecek
yenik düşerek kalmak ölüm
Her geri döndüğünde avluda
öylesine sevişmek zulüm
Kutsal ilişki var oluşuna yoldaş arar
yanıtı geciktirilmiş sorularda
Hüküm dinlemez kayıp giden yıldızlar
aşk sorgulanmamalıdır asla
Arka odada ölesiye susar
günü sonlayacak intihar
Yüreğim kapıda
|
|
Babür Pınar
Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
|
|
Victor Hugo
1Bakmayın Yalancı Gülüşlerime
Bakmayın, yüzümdeki, yalancı gülüşe
Gerçekte içimde fırtınalar kopuyor
Onlarca soru var, yanıtsız kalan
Hepsi içimde, birer duvar örüyor.
Bakmayın yalancı kahkahalarıma
İçimde kol gezen bin bir acı var
Dalarken gecenin sessizliğine
İçimi acıtan onca, sancı var.
|
|
Orhan Erdoğan
1Bakmayın Yalancı Gülüşlerime
'Sus! '
Sus!
Konuşulacak daha ne kaldı ki! ?
Riya konuşuyor
Rüya sansürlü
Tekelleşmiş beyinlerde
Sözlerin uyuşuyor…
Düşünmenin ve de sevmenin
Gelmeyen esintisi
Birde yüzüne kapanan
Bir pencerenin önünde
Beklemekte neyin nesi! ?
Farz et ki bu memleket işgal altında
Sense erdemin sıtma nöbetlerinde
Tir tir titremedesin
İşin kolayı varken
Emin ol çile çekmektesin!
Sat kalemini kurtul kardeşim!
Yazma öfkelerini
Hatta işin Türkçe’si
Çek yüzüne arsızlığın perdelerini
Utanma!
Utanmakta neyin nesi! ?
Karışmış kavramlar
İşine gelen dün dediğini
Bu gün sarar sarmalar
İçine baka baka gözlerinin
Birde seni yalanlar!
Alışmalısın
Değişmelisin
Artık pazarlığa tabi davalar
“Ülküler bit pazarına” düşmüş
Üstlerine nur yağar!
Yazık ettiğin gecelerine
Değmiyor sevdalar
Bundan böyle ne inançlar önemlidir
Nede kutsallar…
Aklında bulunsun
Hani bir deyiş var ya
“Su sesi, para sesi... bilmem ne sesi”
Söz dinle en iyisi
Yapma artık gurur meselesi
İnatlaşma!
“Er kişi” olmakta neyin nesi! ?
|
|
Mustafa Bay
Bana Seni Gerek Seni
Aşkın aldı benden beni,
Bana seni gerek seni;
Ben yanarım dünü, günü,
Bana seni gerek seni,..
Aşkın, âşıklar öldürür.
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni.
Sofilere sohbet gerek
Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leylâ gerek
Bana seni, gerek seni.
Yunus durur benim adım
Gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni...
|
|
Yunus Emre
|
|
Aşka Sevdalanma
Can verme sakın aşka aşk afeti candır
Aşk afeti can olduğu meşhuru cihandır
Sakın isteme sevdayı gam aşkta her an
Kim istedi sevdayı gamlı aşk ziyandır
Her ebrulu güzel elinde bir hançeri honriz
Her zülfü siyah yanında bir zehirli yılandır
Yahşi görünür yüzleri güzellerin emma
Yahşi nazar ettikte sevdaları yamandır
Aşk içre azap olduğu bilirem kim
Her kimseki aşıktır işi ahü figandır
Yadetme güzel gözlülerin merdümi çeşmin
Merdüm deyip aldanma kim içtikleri kandır
Gel derse Fuzuli ki güzellerde vefa var
Aldanmaki şair sözü elbette yalandır.
|
|
Fuzuli
Ala Gözlüm, Ben Bu İlden Gidersem
Ala gözlüm, ben bu ilden gidersem,
Zülfü perişanım kal, melil melil.
Kerem et, aklından çıkarma beni;
Ağla göz yaşın sil, melil melil.
Yeğin ey sevdiğim, sen seni düzet;
Karayı bağla da, beyazı çöz, at;
Doldur ver badeyi, bir daha uzat;
Ayrılık şerbetin ver, melil melil.
Elvan çiçeklerden sokma başına,
Kudret kalemini çekme kaşına,
Beni unutursan doyma yaşına,
Gez benim aşkımla yar, melil melil.
Karac`oğlan der ki: Ölüp ölünçe,
Ben de güzel sevdim kendi halımça;
Varıp gurbet ile vasıl olunça,
Dostlardan haberim al, melil melil.
|
|
Karacaoğlan
|
|
|
|

|
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder